24 Mart 2009 Salı

"siyahı değil tuvalime, kıçıma sürmem"ciler.

işte sanatçı budur, işte ressam diye bu adama denir. "pekala yavşak kimdir, hadsiz neye denir, veledizina nasıl bişeydir" diye sorarsanız. bu katıksız sanatçı , fakir babası, mükemmel insana "kataraktmış, gözleri iyi görmüyomuş ta bulanık görüyomuşta ondan böyle resmediyomuş gördüklerini" diyen tüpçü çocuklarıdır derim ve ağızlarının paylarını veririm.
Empresyonizm denen şey, sonraları boku çıkan ve şu sıralarda da gelir düzeyi oldukça yüksek, evlerindeki jigolo eğlencelerinden sıkılmış kokonaların uğraşı haline gelen bir resim yapma biçimidir. Empresyonizm bir atölyeye başkaldırıdır densede aslında dönem ressamlarının "fotoğraf makinesi icad oldu mertlik bozuldu, varın gelin rengarenk resimler yapalım" paniğidir, gelişen teknolojiyle ekmek kavgasıdır.
Bu muhteşem zaat, bu bidaha gelesi olasılığı pek olmayan "Monet" (okurken 't' yok canım) denen kerata her ne kadar empresyonizm'in mihenk taşı densede baba Turner'dır.

Hiç yorum yok: