4 Mayıs 2009 Pazartesi

"serbest meslekle uğraşıyorum"

bir zamanlar (etik kelimesi icad edilmeden evvel) meslek ahlakı diye bişey varmış, kişi meslek sahibi olabilmek için belli bir öğrenim sürecinden geçer, işinde ustalaşır, ahalinin saygısını kazanır ve akabinde mesleğinin bağlı olduğu zatı muhterem tarafından icazet verilirse (vede ustasının kefilliğiyle) işyeri sahibi olurmuş. mesleğini icra ettiği sürecede bu meslek odasının (şimdiki karşılığıyla) kontrolünde olurmuş. işte bundan dolayı bu kişilere farsça "ser-i best" yani türkçesi "başı bağlı" denirmiş.
"abi çiğköte revaçta ufak biyer açalım", "okul çıkışında kerane tatlısı satalım", "bi fotokopi makinası alıp paranın amına koyalım", efenime söyliym "sesim güzel bi kaset doldurayım", "bizim çoçuğun hesabı kuvvetli bi bakkal açalım" gibi lakırdılar edilemezmiş.
Yani "serbest" "ben açarım dükkanımı free takılırım, kendi hesabımı kendime veririm" değildir. baş anlamıda "ser", düğüm anlamında "best" ten oluşan farsça bir isim tamlamasıdır ve "başıbağlı" demektir.

3 yorum:

sami hazinses dedi ki...

biz "sanatkar" adamlarımız di mi abi?

Ali Kocakaya dedi ki...

sanat tamamdır, bide kar ettikmi işte o vakit sanatkar olacağıızzzzz. amirim!

oksan dedi ki...

artık bir a-lee ekolu var biz gençler arasında allah cezamı vermeye ki.